09 Şubat 2009

22...

22 sene... Herhalde yolun yarısı eder. Dante'nin koyduğu 35 limitinin bana uyacağını sanmam. Heyhat; dante'nin "yolunun yarısında" yapabildiği gibi bir ilahi komedyam yok. 

Genelde 9 Şubat geldikçe; içimdeki huzursuzluğu çevremdekilere de yansıtırdım. Evet doğum günlerimde huzursuzlanıyorum en azından son bir 5 yıldır. Sinir katsayım artar, yakınlarımı daha kolay kırarım. Ancak bu hareketlerimin hiçbiri yapay değildir. Kendi doğam gereği olan hareketlerdir, samimidir bir bakıma. Bu sene öyle olmadı... Çevremdeki insanı kırmaktan belki daha fazla çekindiğimdendir veya insanlarla daha fazla içli dışlı olmak istemeyişimdendir; içime atarak, kimselere sezdirmeden geçti bu son günlerim. Ve sonunda sessiz karşıladım doğum günümü, sanki geçen senekinden biraz daha sessiz ve yalnız; ama kesinlikle benim istemediğim gibi değil, aksine kendime yaraştırdığım gibi...

Kaybettiklerim, uzaklaştıklarım, sevemediklerim, kırdıklarım, samimiyetle davranmadıklarım, nefret ettiklerim, önemsemediklerim; bunun yanında  kazandıklarım, tanıştıklarım, sevmeye çalıştıklarım,üzerine titrediklerim, samimiyetine inanmak istediklerim, aşık olduklarım, önemine inandıklarımla bir sene daha geçti "ömr-ü temaşam"dan. 

Son olarak İstanbul'a teşekkür etmek istiyorum. 9 Şubatın ilk saatlerini soğuk, yağmur sonrası ıslak sokaklarda karşıladığı için. Tıpkı benim sevdiğim gibi...

neyse yavaş yavaş başlamak lazım project c3'e... Hadi bakalım...